28 Kasım 2013 Perşembe

Kick-Ass 2 Film İncelemesi

Kick-Ass ile ilgili ayrıntılı bir eleştiriyi vaktiyle yazmıştım. Hikayemiz ilk Kick-Ass'in kaldığı yerden aynen devam etmektedir . Dave (Kick-Ass) ve Mindy (Hit-Girl), D'amico'nun çetesini tarumar etmiş, bu sayede sokaklarda suçla savaşan "gerçek süperkahramanlar" ekolünün öncüsü olmuşlardır. Geceleri suçla savaşan ikilimiz, gündüzleri ise ergen hayatlarına ahenk sağlamaya çabalamaktadırlar. Dave, geliştirdiği tapılası karın kaslarına rağmen okulun en ezik çocuğu olmayı gene başarmış, Mindy de hafif asosyal bir genç kız olmuştur. Bunun yanında geçtiğimiz filmin Red Mist'i Chris, babasının intikamını almaya karar vermiş ve Mother Fucker ismiyle harika kötülüğe el atmıştır. Filmimiz büyük oranda Mother Fucker ile şehrin kostümlü kahramanları arasındaki savaşı konu alır. Daha doğrusu bu iddiayla belli bir süre aksiyon belli bir süre gençlik komedisi buna benzeyen bir şeyler pişirip önümüze sunar ve biz seyircilere bir buçuk saatlik bir kabir azabı bahşeder. Kick-Ass iki'ye iyi bir uyarlama olmadığı için kızmıyorum. İlk Kick-Ass filmi orijinal seriye ne gibi sadıksa bu ikincisi de o gibi sadık. Mark Millar'ın orijinal serisi, süperkahraman olmaya heveslenen Dave'i bazen gerçek dünyaya dönmeye çağıran bazense Hit-Girl buna benzeyen bir karakterle bu gerçeklik çağrısını kendiliğinden infilak ettiren ilginç bir hikaye idi. İkinci seri (ve ara hikaye sayabileceğimiz Hit-Girl serisi), kostümlü kahramanlığı sorgulama olayını kesip sürükleyici bir serüven sunmayı hedefliyor, bunu da iyi başarıyordu. Tabii bu başarının arkasında ise serinin baharatı sayacağım, okuru sayfa çevirmeye ürküten bir kuvvet ve psikopatlık güzellemesinin olduğunu söylemek gerek . Kick-Ass filmleri ise serinin şiddetinden bir tutam, kostümlerinden bolca tutam alıp kendisinin romantik komedisini yapma derdinde çalışmalar. İlk film her şeye rağmen fena bir iş çıkarmamıştı ama o tek sefer tutacak bir şeydi, aynı formülle iki. filmi inşa etmek yalnızca zorlama oldu . Kick Ass iki 8Şimdi içimdeki Kick-Ass fanını susturup filmin neden bir film olarak beğenmediğimi açıklamaya çalışacağım (yoksa seride halen on iki yaşında kalan Hit-Girl'ü Dave'e sevdalı bir on beşlik yapmaları bile ağlamam için yeterli ). Kick-Ass iki'de heyecan uyandıran tek bir karakter yok. İlk filmin cazibesi nereden çıktığını anlamadığımız Hit-Girl'ün üzerinden yürüyordu ve onu tanımaya çalışmak bile başlı başına bir deneyimdi. Şuanda ise zaten ilk filmin başat gizem öğesi çözülmüş vaziyette , Hit-Girl'ün bizde karakter bazında yarattığı hiçbir enteresanlık yok. Hele bu ölüm makinesini lisede gösterişli kızların arasına atmak yalnızca filmi vasat bir durum komedisi olmaya sürüklüyor. Karakterler gizemli ya da derinlikli olmayınca filmin ortalarında Jim Carrey'in canlandırdığı Colonel Stars'ın başına gelenler de bizi çok heyecanlandırmıyor. Aynı ilk filmde Big Daddy'nin ölümü sırasında yaratılmak istenen duygusal yoğunluğa çabalanmış, müzikler şaha kalkmış ama ne yazık ki olmuyor. İlerleyen kısımlarda Dave'in babasının başına gelenler de şaşılası bir senarist toyluğuyla resmen unutuluyor. İsteyen spoiler diyebilir ama babasının hapishanede belindeki kemer ile boğularak öldürüldüğünü cep telefonuna iştirak eden resimle öğrenen bir genç halen gençlik dizilerinden fırlama bir tavırla etrafta dolaşmaz. Dolaşırsa da aklıselim hiçbir seyirci bu hikayeye inanmaz. Kimseden çizgiromanda aşama aşama gelişen karamsarlığı ekrana taşımasını beklemiyorum ama bana ilköğrenim piyesi kalitesinden de diğer bir şeyler sunun, değil mi? Filmin bana yaptığı tek hoş sürpriz John Leguizamo'ya küçük bir oyun verilmesi idi. Onu da gene hikayeye çok hizmet etmeyen bir infaz sahnesiyle az tutmayı başardılar. İşin acı tarafı Kick-Ass iki , çizgiromanda geçtiğimiz bazı konulara değinmeden geçip gidebilecekken inatla çizgiromanın hayranlarının zorluyor. Colonel'in köpeği ya da Mother Fucker'ın düzenlediği toplu tecavüz, kimsenin isteği yokken masaya yatırılıyor, sonra da film kendince bir otosansür yaratıp konuyu kapatıyor. Seriyi okuyanlar nasıl bir basiretsizlik örneğinin ekranda vuku bulduğunu anlayacaklardır. Biz hayranların gerçekten şöyle bir isteği yok. Şayet kitabın çok vahşi kısımlarını gösterecekseniz gösterin, göstermeyecekseniz de hiç açmayın o konuyu. Karakterler ve senaryonun yavanlığını toparlayacak tek şey aksiyon sahneleri bulunabilir . Ne yazık ki Kick-Ass iki bu konuda da sınıfta kalıyor. Koreografiler başarısız ve hantal. Yalnızca filmin sonlarına gerçek gerçekleşen mezarlık çıkışı dövüşü belli bir süre işleri toparlıyor. İlk filmde Hit-Girl'ün mafya ile çatıştığı son sahneyi ağlayarak arayacaksınız. O filmde hasmıyla kedi fare oyunu oynayan sinsi Hit-Girl dövüşleri Kick-Ass iki'de yok ne yazık ki. Amerika'da filmin vahşet tonunun basit tartışma konusu olmasını ise inanın anlayamadım. Ben sonlara gibi PG-13 bir aksiyon seyrettiğime gayet emindim (son dövüş sayesinde filmde kuvvet olduğunu "hatırlamış" oldum). Herhangi bir Michael Bay filminde daha yüksek dozda vahşetle karşı karşıya olduğumuza eminim. Kick-Ass iki'nin trajedisi, çok sağlam bir grindhouse sineması olabilecek bir malzemenin günü kurtarmalık bir gençlik aksiyonu olarak kalmakla yetinmesi. Bu filme verilecek zamanı orijinal çizgiromana verirseniz çok daha karlı çıkarsınız. Ancak ille de film seyredeceğim diyorsanız hakkınızı 2010 yılında James Gunn'ın çektiği, gişede batan ve Kick-Ass'e benzerliğinden nazaran çelik eleştiriler alan ancak bu filmden çok ama çok daha iyi kalan Super'den yana kullanın. Şüphesiz Kick-Ass iki'den daha iyi bir seçim anı olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder